TR

Buğdayın orjini kesinlikle bilinmemektedir. Bunun yanında, Anadolu`nun kurak alanlarından, Suriye ve Filistin`in dağlık bölgelerinden dağıldığına dair bazı sağlam deliller vardır. Özellikle Anadolu, Mısır ve Irak`ta yapılan arkeolojik kazılarda, kömürleşmiş buğday tanelerine rastlanmıştır. Anadolu kazılarında, Alacahöyük ve Alişarhöyük`te özellikle aestivum ve compactum türlerine ait kömürleşmiş tanelere rastlanmıştır. Alişarhöyük`te bunlara ilaveten az miktarda durum buğdayına rastlanmıştır.

Romalı`lar devrinde buğday tarımı diğer tahıla göre hakim duruma geçmiştir. Bu nedenle Roma`ya Buğday İmparatorluğu da denir.Fakat daha sonraları Kuzey Göçleri ile Orta Çağda çavdar Avrupa`ya hakim olmuştur.Amerika`ya ancak keşfiyle beraber giren buğdayın, buradaki ziraati 17. yüzyılda başlamıştır. Ekmek yapım teknolojisinin tarihi gelişimi ile birlikte, un verimi en yüksek ve ekmek için en uygun tahılın buğday olduğu anlaşıldıktan sonra buğday istihdamı süratle arttı. Buğday tüketen toplumlar daha medeni olarak vasıflandırıldılar.

Nihayet günümüzde buğday ekonomik ve politik istikrarın sembolü olarak, insanlığın beslenme problemine ışık tutan beynelminel stratejik bir ürün, bir unsur olarak ilgi görmektedir.